Bir mucize olarak adlandırılan “doğum” dünyaya bir canlı getirmenin heyecanı ve sorumluluğu ile son derece hızlı ve belki de en farklı yolculuğa başlatır tüm anneleri. Bu süreçte bebek sıfır bir hayata başladığı gibi çoğu anne de yeni bir hayata başlamak zorundadır 
. Heyecanlı, keyifli, belki de dünyada hiçbir karşılığı olmayacak kadar sevgi yüklü, şefkatli bir yolculuk olduğu kadar bir o kadar özveri isteyen, en temiz duygularla yapılan meşakkatli bir yolculuktur da aynı zamanda. Kadınlar anne olacağını öğrendiği andan itibaren hiç bilmedikleri bir yolda en iyi olmak zorundadır. Çünkü artık kendilerinden daha çok düşünecekleri değerli bir hayat vardır ellerinde.
Öncelik Değişimi
Anne olduktan sonra yaşanacakların sinyali hamilelik durumundan itibaren verilmeye başlanır. Anne adayı tüm davranışlarını karnında taşıdığı bebeği öncelik alarak tasarlar. Yedikleri, içtikleri, duyguları, yaşadıkları her zaman kendinden bir tık önce düşünmesi gereken bebeğini baz alarak şekillenir. Doğumdan sonra ise bu durum katlanarak devam eder. Ancak bu hiç bir zaman sonu gelmeyen maceranın en önemli parçası olabilmesi için kadının bu
bütün durumlara hazır olması, annelik sorumluluğunu kaldırabilecek güçte olması gerekir. Anneliğin başarıyla göğüslenebilmesi için ilk ve en önemli karar anneliğe hazır olma kararıdır.
Mükemmel Annelik Kaygısı
Anne adayı hazır olduğunu düşündükten sonra dahi her zaman yeni bir kaygıyla başa çıkmak zorunda kalır. İyi beslenme, yeterli sütü verebilme, bebeğini en iyi koşullarda büyütebilmek için yeterli olabilme gibi birçok farklı kaygıyla başa çıkmak zorunda kalır. Çünkü kadınlar için anne olduktan sonra bebeğine yeterli olabilmekten daha önemli bir sorun olamaz. Bu durum da, anne olacak her kadında annelik psikolojisi nedir sorusunu hamileliğin ilk gününden itibaren sordurur.